Pages

5 Haziran 2012 Salı

Mazeretim var, asabiyim ben! ^^




Uyarı!
Bu metin ileri düzeyde iticilik içerir. Sinir hastaları ve yarası olanların gocunmamaları için okumamaları önemle duyurulur.


Çok sinirliyim azizim. Nedeni herhangi bir olay olması değil. Nedeni, tüm sinirimi bozacak davranışların üst üste gelmesi.
Bir kere en başta, aylardır görmediğim ailemdeki değişmeler çok ilginç. “Tipik, annem işte.”, “Tipik babam işte.” diyemiyorum çünkü hiç de tipik davranmıyorlar. Sürekli bir içimden “Bu ne ya? Ne olmuş bu eve? Tövbe estağfurullah bi bişeyler olmuş bunlara.” diyerek dolanıyorum. İki dakika arkamı dönmeye gelmiyor cidden bu eve. Önümüzdeki  birkaç ay onlara alışmakla geçecek gibi.

İkincisi ve en büyük dert arkadaş meseleleri. Biri kökeni taaaa ilkokula inen bir arkadaşlık. Ki artık kendisine arkadaş mı demeliyim emin olamıyorum. Evet aramızda bir sorun yok gibi ama sürekli bana zıtlaşır oldu. Bir nedeni de yok. Gayet güzel geçinip giderken birden benden nefret eder gibi davranıyor. Olur ya bilim kurgu filmlerinde… Başrolün bir yakını da aslında dünyayı yok eden o zımbırtıya bulaşmıştır ve ara ara rengini belli eder. Sonra birden başrol şu cümleyi kurar. “Sen Chris değilsin! Söyle ona ne yaptın?” ve bir yumruk, dırşşş!  
Aynı bu muhabbet dönüyor artık. Tabi ben içimden diyorum sen Chris değilsin, diye. Yumruk da atmıyorum ama yakındır, geliyor hissediyorum.
Bir garip olanı da yenilerden. Çok seviyorum kendisini ama sinirlerimi bozuyor bu kızcağız da artık. Bunu herkes yaşamıştır.  Çok iyi anlaşırsınız, ya da belki öyle sanırsınız bilmiyorum daha karar veremedim. Ancak karşıdaki lafınızı bile dinlemiyordur. Söylediğiniz şey her nasıl oluyorsa birden onun hayatındaki bir şeye dönüşüveriyordur. Bir anda konu yine ona dönmüştür, siz ne dediğinizi bile unutursunuz. Bu benim aynı şeyi yaşadığım ikinci arkadaşım. İlkiyle artık konuşmuyoruz ama bununla da böyle olmasını istemiyorum. Ne yapacağımı bilemiyorum. Bir de bazen kendisinden kötü sinyaller alıyor gibiyim. Çok basit konularda bile, yani alt tarafı iki kelime yazıp haber vereceği bir şeyde bile bunu yapmıyor. Bense “ay ona da söyleyim o da öğrensin ay ona da göndereyim bunu” gibi düşünüyorum, ki bir teşekkür bile almıyorum genelde. Mesele bana karşılığının olmaması değil teşekkür edilmemesi aslında. Çünkü ben büyürken etrafımdaki nezaket kuralları Barbie bebeklerimin iki katı kadardı ve böyle şeyler benim için çok önemli bir yer tutar oldu.
Nezaket takıntımı dürten diğer örnekler de diğer arkadaşlardan geliyor. Biliyorsunuz herkesin zevki farklıdır. Biri renkli şeyleri sever diğeri sade şeyleri. Biri tatlı sever diğeri ekşi. Biri Kore müziğini ve sinemasını sever, diğeri Hint.  Evet buna sözüm yok.  Ama yine biliyorsunuz ki insanları zevkleri için eleştiremezsiniz de.  Etrafımdaki arkadaşlarıma sorsam onlar da biliyordur bunu, lütfen herkes her şeyin en iyisini bilir zaten bu dünyada.  Ama pratik… İşte kimse uygulama konusunda ne yaptığını bilmez. Bu kadar zırvalamamın nedeni tam da benim zevkimi eleştiremezsin sen diyenlerin diğerlerini eleştirmesi.  Bunun en basit örneği olarak da ojelerimi karıştırıp renkarenk etmişken, “bu ne böyle karışmış gibi duruyor iğrenç.”diyeni sunuyorum. Bendeki de nezaket ya, “zaten karıştırıp yaptım süper zeka!” diyemiyorum. O da onun zevki diyip geçiyorum ama baktığımda zevk meselesinin dışına çıkılıp benim zevkime atılan taşı ortada bırakmaktan başka bir şey yapmamışım. Örnekler çok, anlatacak zamanım yok. O nedenle burada bırakıyorum.


Tabi ki sinirimi bozan bu insanların yanında moralimi düzeltenler de var. Bunlardan biri edepsiz ve komik laflarıyla kardeşim. Bu kızcağız benim gibi Barbie bebeklerle büyümedi. Yerinde nezaket sahibi biri olsa da içinde zapt edemediğimiz edepsiz ve kaba bir çocuk yatıyor. Dolayısıyla da sizi güldürüp eğlendirmesi kaçınılmaz oluyor. ^^  Yine böyle naif görünüp beni güldürüp eğlendirmeyi başaran bir oda arkadaşım var ki sormayın. Gerektiğinde annem gibi olup, gerektiğinde benimle çocuk olabiliyor. Bunu nasıl başarıyor -,- Bir diğeri  yine ilkokul yıllarımdan kalma canım arkadaşım. Ne zaman sıkılsam hep arkamda durur. Bana güzel hayaller kurup beni mutlu eder.
Bu üçünü çok seviyorum <3 yukarıdakilerin hepsini de çok seviyorum aslında, ama onlar şimdilik kötü enerji artırıcılar. Eminim yakında düzelir her şey.

Demek ki neymiş? İnsan içindekileri anlatınca, her şeyin iyi olacağına daha çok inanıyormuş.
Hay bin fasulye turşusu! (Bu kelebekli olanın yeni versiyonu.^^ )Ben çok zeki bir kızım ! (Bu da egoizmin bir versiyonu. ^^)
Tamam hadi gidin artık. Yine bir şeyler bulup yazarım ben.

Pabucunuzu bir yerlerde unutmanız dileğiyle… :)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder