Uyarı!
Bu metin ileri düzeyde iticilik içerir. Sinir hastaları ve
yarası olanların gocunmamaları için okumamaları önemle duyurulur.
Çok sinirliyim azizim. Nedeni herhangi bir olay olması
değil. Nedeni, tüm sinirimi bozacak davranışların üst üste gelmesi.
Bir kere en başta, aylardır görmediğim ailemdeki değişmeler
çok ilginç. “Tipik, annem işte.”, “Tipik babam işte.” diyemiyorum çünkü hiç de
tipik davranmıyorlar. Sürekli bir içimden “Bu ne ya? Ne olmuş bu eve? Tövbe estağfurullah
bi bişeyler olmuş bunlara.” diyerek dolanıyorum. İki dakika arkamı dönmeye
gelmiyor cidden bu eve. Önümüzdeki birkaç ay onlara alışmakla geçecek gibi.
İkincisi ve en büyük dert arkadaş meseleleri. Biri kökeni
taaaa ilkokula inen bir arkadaşlık. Ki artık kendisine arkadaş mı demeliyim
emin olamıyorum. Evet aramızda bir sorun yok gibi ama sürekli bana zıtlaşır
oldu. Bir nedeni de yok. Gayet güzel geçinip giderken birden benden nefret eder
gibi davranıyor. Olur ya bilim kurgu filmlerinde… Başrolün bir yakını da
aslında dünyayı yok eden o zımbırtıya bulaşmıştır ve ara ara rengini belli eder.
Sonra birden başrol şu cümleyi kurar. “Sen Chris değilsin! Söyle ona ne yaptın?”
ve bir yumruk, dırşşş!
Aynı bu muhabbet dönüyor artık. Tabi ben içimden diyorum sen
Chris değilsin, diye. Yumruk da atmıyorum ama yakındır, geliyor hissediyorum.
Bir garip olanı da yenilerden. Çok seviyorum kendisini ama
sinirlerimi bozuyor bu kızcağız da artık. Bunu herkes yaşamıştır. Çok iyi anlaşırsınız, ya da belki öyle
sanırsınız bilmiyorum daha karar veremedim. Ancak karşıdaki lafınızı bile
dinlemiyordur. Söylediğiniz şey her nasıl oluyorsa birden onun hayatındaki bir
şeye dönüşüveriyordur. Bir anda konu yine ona dönmüştür, siz ne dediğinizi bile
unutursunuz. Bu benim aynı şeyi yaşadığım ikinci arkadaşım. İlkiyle artık
konuşmuyoruz ama bununla da böyle olmasını istemiyorum. Ne yapacağımı
bilemiyorum. Bir de bazen kendisinden kötü sinyaller alıyor gibiyim. Çok basit
konularda bile, yani alt tarafı iki kelime yazıp haber vereceği bir şeyde bile
bunu yapmıyor. Bense “ay ona da söyleyim o da öğrensin ay ona da göndereyim
bunu” gibi düşünüyorum, ki bir teşekkür bile almıyorum genelde. Mesele bana
karşılığının olmaması değil teşekkür edilmemesi aslında. Çünkü ben büyürken
etrafımdaki nezaket kuralları Barbie bebeklerimin iki katı kadardı ve böyle
şeyler benim için çok önemli bir yer tutar oldu.
Nezaket takıntımı dürten diğer örnekler de diğer
arkadaşlardan geliyor. Biliyorsunuz herkesin zevki farklıdır. Biri renkli
şeyleri sever diğeri sade şeyleri. Biri tatlı sever diğeri ekşi. Biri Kore müziğini
ve sinemasını sever, diğeri Hint. Evet
buna sözüm yok. Ama yine biliyorsunuz ki
insanları zevkleri için eleştiremezsiniz de.
Etrafımdaki arkadaşlarıma sorsam onlar da biliyordur bunu, lütfen herkes
her şeyin en iyisini bilir zaten bu dünyada.
Ama pratik… İşte kimse uygulama konusunda ne yaptığını bilmez. Bu kadar
zırvalamamın nedeni tam da benim zevkimi eleştiremezsin sen diyenlerin
diğerlerini eleştirmesi. Bunun en basit
örneği olarak da ojelerimi karıştırıp renkarenk etmişken, “bu ne böyle karışmış
gibi duruyor iğrenç.”diyeni sunuyorum. Bendeki de nezaket ya, “zaten karıştırıp
yaptım süper zeka!” diyemiyorum. O da onun zevki diyip geçiyorum ama baktığımda
zevk meselesinin dışına çıkılıp benim zevkime atılan taşı ortada bırakmaktan
başka bir şey yapmamışım. Örnekler çok, anlatacak zamanım yok. O nedenle burada
bırakıyorum.
Tabi ki sinirimi bozan bu insanların yanında moralimi
düzeltenler de var. Bunlardan biri edepsiz ve komik laflarıyla kardeşim. Bu kızcağız
benim gibi Barbie bebeklerle büyümedi. Yerinde nezaket sahibi biri olsa da
içinde zapt edemediğimiz edepsiz ve kaba bir çocuk yatıyor. Dolayısıyla da sizi
güldürüp eğlendirmesi kaçınılmaz oluyor. ^^ Yine böyle naif görünüp beni güldürüp
eğlendirmeyi başaran bir oda arkadaşım var ki sormayın. Gerektiğinde annem gibi
olup, gerektiğinde benimle çocuk olabiliyor. Bunu nasıl başarıyor -,- Bir diğeri
yine ilkokul yıllarımdan kalma canım
arkadaşım. Ne zaman sıkılsam hep arkamda durur. Bana güzel hayaller kurup beni
mutlu eder.
Bu üçünü çok seviyorum <3 yukarıdakilerin hepsini de çok
seviyorum aslında, ama onlar şimdilik kötü enerji artırıcılar. Eminim yakında
düzelir her şey.
Hay bin fasulye turşusu! (Bu kelebekli olanın yeni versiyonu.^^ )Ben çok zeki bir kızım ! (Bu da egoizmin bir versiyonu. ^^)
Tamam hadi gidin artık. Yine bir şeyler bulup yazarım ben.
Pabucunuzu bir yerlerde unutmanız dileğiyle… :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder