Yok bee! Genceciğim ben daha.^^ Renkli yaşamak istiyorum. Renkli
şeyleri seviyorum.
Güzele aşığım, gerçek güzeli arıyorum. Ama bir Platon
değilim, felsefi konulara katıp güzeli, kafamı karıştırmıyorum. Platon’la
derdim yok yanlış anlaşılmasın. Sadece söyledim.
Güzel olan her şeyi seviyorum, ama aslında genellikle her
şeyi de güzel buluyorum. Her şey büyük renkli ve güzel görünüyor gözüme. (Böcek
miyim ki ben? Bu kadar büyüklük bizi bozmasın sonra… :O )
Asla ciddi düşünmez kafamdaki gri madde. Asla da romantik ya
da melankolik olmaz. Mesela romantik bir şekilde “kalbimle seviyorum” demiyorum
hiç. Çünkü seven yerin yine o gri maddede bir yer olduğunu düşünüyorum, buyurun
buradan pay biçin. Etrafımdaki insanlar “bir çay kaşığı kadar duygusal”
olduğumu söylerler. Peki ya hiç olmasaydı? ^^
Pollyanna’nın yeni jenerasyonuyum. İyi düşünürüm, iyi
oldururum.
(Bu çalıyor şimdi, çok tatlıymış. <3 )
Geçenlerde Aykut Oğut’un “Evrenden Torpilim Var” kitabına başladım. Niye daha önce okumuyorsun böyle kitapları evladım, diye sitem ediyorum kendime. Büyüklerin benim dilimden konuşması gerçekten harika bir durum. ^^ Bu kitap da tam bunu yapıyor işte. Okumadıysanız okuyun, insanı mutlu ediyor.
Bu aralar çok fazla şey öğreniyorum. Hepsi birbirine mi
girdi nedir -,-
Diksiyon çok önemli. Gidin geliştirin siz de kendinizi. Tamamen
İstanbul Türkçesi ile yetişmiş olsam bile çok yanlış kullanımlarımın olduğunu
fark ettim. Ancak şöyle bir durum da var ki; bir süre sonra girdiğiniz her
muhabbete limon sıkar olacaksınız.
“Gidecem deme gidiceem demen gerekiyor.”
“Kendineyi yanlış söyledin keindine şeklinde söyle.”
Bir süre sonra insanlar isyan etmeye başlıyor.
“Ya bi sus allasen Cinderella çarpacam ha!”
Susmuyorum tabi ki, elde olmadan düzeltiyor insan çünkü. ^^
Ama duyduğuma göre geçici bir süreçmiş, alışıyormuşuz sonra.
Derken, ben buna alışamadan oyunculuk dersleri başladı. O eğlenceli
işte. <3 bir sınıf bu kadar güzel, bu kadar eğlenceli insanlardan mı oluşur?
:) kardeş kardeş oynuyoruz şimdilik, bakalım.
Bir de şu felsefe eğitimim var. Berkeley ve Locke hayat
enerjimi almaya çalıştıktan sonra Hume başımı döndürüyor. Elbette hiç pas
vermiyorum. Lütfen, ben… Koskoca Cinderella 3 tane adamın oyununa mı geleceğim?
Delirmiş olmalısınız.
Ama uyumuyorum. Evet, doğru düzgün uyumuyorum. Hep yorgun ve
halsizim. Gözlerime bakınca pandaya benzediğimi düşünüyorum hatta.
o-o işte böyleyim.
Üstelik aşık mı
oldum nedir bu arada hiç anlamadım. Bir değişik his var. Öznesi yok elbette ama
sürekli heyecanlıyım hep gülüyorum, mutluyum, oyuncaklarımla oynuyorum. Kendime aşık olmuşumdur belki. ^^
Çok havalı.
Ah neyse! Hadi
ben gideyim yine.^^
Pabucunuzu
bir yerlerde unutmanız dileğiyle… :)
:) merhaba;
YanıtlaSilEvrenden torpilim Var kitabını ben de okudum ve harika diyebilirim...
Sonrasında Aykut Oğut'un isimsiz aynalı kitabını okudum ben beğendim, tavsiye ediyorum, devamını getirin derim:)))
Bu arada kitabın yanında şirinlerinizi gördüm...
Oğluma bir türlü şirin baba ve gargamel çıkmadı:(
Ne zaman şirinler paketini alsak Gargamel ve Şirin babayı gösterip anne bu bu diyor, ama bir türlü rast getiremedik...
Sevgilerimle...
Bu kitabı bitirdiğim de önerinizi dikkate alıp onu da okuyacağım. Teşekkürler :) ben de bir türlü güçlü şirin ve sakarı denk getiremedim. içimde sürpriz yumurta ağacı çıkacak, o kadar çok deniyorum :)) yeniden şirin baba ve gargamele rastladığımda sizinle iletişime geçerim (: bulamamış olursanız oğlunuz için yollarım :)
SilTeşekkür ederim... inanın çok sevindirirsiniz:)) tutku oldu onun için görseniz çok komik görünüyor anne buu, anne bu derken:))...
YanıtlaSilbiz de güçlü şirin ve sakar şirine rasladığımızda sizinle mutlaka iletişim kurup göndereceğiz...
Sevgiler...
ne kadar tatlııı (: ben de teşekkür ederim.
Silsevgiler. :)