Hani araba tam drift yapar. Çok havalıdır, herkes hayran
kalır… Ama sonra tam orta yerde kontrolü kaybeder de çalılıklara uçuverir de
tüm karizması yıkılır ya…
İşte bugün tam da bunu yaşadım. Her şey dünkü fotoğraflarla
başladı.
Cinderella: Hayır hayır, çekme bugün güzel çıkmayacağım.
Korecan: O zaman yarın süslen de gel!
Cinderella: Tamam yarın süslenirim, söz yarın çok güzel
çıkacağım bütün fotoğraflarda. En güzel ben çıkacağım hatta.
Ve yattık kalktık bugün oldu. Her şey gayet güzeldi. Ciciler
giyilmiş, saçlar yapılmış, güzel pabuçlar ayağa geçirilmişti. Dışarı çıktım
hava da çok güzeldi.
Kafamı kaldırmamla günümün kararacağını anladım.
Bir çift kenafir göz bana bakıyordu. Bu kedi gözlü pislik baktığı ve beğendiği her
şeyi mahveden biri olduğu için üstüme başıma hakim olmalıydım. Her an tişörtüm
ya da pelerinim yırtılabilir, yüzüğümün taşı düşebilir, saçıma sakız
yapışabilirdi. Ancak darbe bakmış olacağını hiç tahmin etmediğim bir yerden
geldi ve güzelim kalın tabanlı o ayakkabımın tabanı ayakkabıdan ayrılıverdi.
Geç kalınmak üzere olunan ders için yolu yarılamış olmak… Ah
eve gidip ayakkabıları değiştirememek… Lanet
olsundu o kıza. Gözü kopsundu. Ölsündü.
Yola devam ettim ne yapayım. Tabi, zaten sakar olan ben, bu
sefer de kopuk ayakkabılarla yürüyemeyip düştüm, üstümü başımı toz ettim. Yahu
insaf, insanın iki ayağı birden mi burkulur?! -,- Hayat çok acımasız. İki şeyi üst üste getirip
bir de üçüncü eklemeden edemez. Ayakkabının diğer teki de ayağımın arkasını
vurduktan sonra gönül rahatlığıyla bölümdeki kalorifere gidilip kös kös
oturulabilirdi.
Neyse ki beyaz atlı bir prenses (ona böyle diyorum çünkü
adını bilmiyorum) gelip ayakkabımı Japon yapıştırıcısıyla yapıştırdı. Dersime de
girdim, hocamı da anlamadım. Oh! Sonra kalktım Korecan’ımla vakit geçirdim. ^^
Ondan ayrılıp eve giderken fark ettim ki, böyle ayaklarınız
burkulmuş ve arkası acıyorken üstüne ayakkabı yeniden yırtılır korkusuyla
yürüyemiyorsanız Tal Bachman’ın She’s So High şarkısı hiç gitmiyor.
Düşünsenize öyle rezil bir haldeyken çok havalı bir kızdan
bahseden tatlı bir şarkı... Kendimi mutlu etmem gerekiyordu, bu saatten sonra
yapılacak en iyi şey oydu çünkü. Marketten sürpriz yumurtalar aldım. Birinden şirin
baba, birinden uçan bir şeyler ve birinden de küçük bir araba çıkmıştı.
Arabayla oynarken kendime dedim ki;
“ Al işte böyle drift yapayım derken yuvarlanır gidersin,
süslenmek senin neyine? Hele de kedi
gözlüyle aynı yerde yaşıyorsan.”
Sonrası güzeldi <3 Yine mutlu halime büründüm ve yaşlı
ninemin hareketleriyle de olsa kampüsü turlayıp fotoğraflar çektim Rini'mle beraber. Yine mutluyum,
yine mutluyum. Beni mutsuz etmek kolay mı bebişim! ? Ben egoistim, Niezsche’nin trajik insanı olma yolundayım! ^^ Hayat çok güzel!
Ben tatlı bir şeyler bulup izlemeye gidiyorum, kendinize iyi
bakın!
Pabucunuzu bir yerlerde unutmanız dileğiyle… :)
Rini bu yazıyı yer :)
YanıtlaSilUmarım hep mutlu olursun :) anlatımın yalın ve güzel. Bu arada evden çıkarken 21 besmele okuyup kendi üstüne üfle nazara birebir ;) kedi gözlünün gözleri de baksa nazar değdiremez :)
YanıtlaSilÇok sevindim böyle düşünmenize ((: öneriniz için de çok çok çok teşekkür ediyorum :)
Sil